Galatasaray, son yılların en rahat Fener deplasmanına gitti. Bu sefer kazanma zorunluluğu yoktu ve daha playoff olsa da en büyük rakibinin 9 puan önündeydi. Ama maç gecesi yaşanan olaylar, takımın Florya'dan uğurlanışı maçın anlam öneminin düşmesini engelledi. Durum karşı cephe için tam tersiydi. Kabus gibi geçen bir sezon için tutunacakları tek maç buydu ve kazanmak istiyorlardı.
Maç yine her zaman olduğu gibi başladı. Koca sezonda maksimum birer defa olabilecek goller, bizim maçın sadece ilk 15 dakikasında geldi. O goller için yorum yapmaya hiç gerek yok. Ama bizi oyun anlamında kendimize getirdiğini söyleyebiliriz. Topun kontrolünü ele aldığımızda biraz daha rahatladık ve rakip kaleye daha rahat gidebildik. Maç başında alan daraltan rakibe alan vermedik ve ortada kalan topları biz kazanmaya başladık. Güzel oyun ilk meyvesini dakika 36'da Elmander ile verdi. Dakikalar geçtikçe baskı artıyordu ama ya son vuruş beceriksizliğinden ya da tercih hatalarından bir türlü skoru bulamıyorduk. Sadece maçın başındaki Melo-Topuz kavgasında 2dk 10 saniye duran oyun ve 3 golün olduğu ilk yarıya hakem Bülent Yıldırım sadece 1 dakika uzatma verdi. Uzatmaların sonunda da 1 pozisyon şansımız daha varken PES'te bile görülmeyen bir şekilde ilk yarıyı bitirdi ve aman başım yanmasın dedi.
İkinci yarının başında, ilk yarıda kaldığımız yerden devam ederiz diye beklerken biraz daha kontrollü başladık. 55.dakikaya kadar oyun dengeliydi de diyebiliriz. Ama sonrasında yine bütün oyun hakimiyeti bizdeydi. A.Kocaman'ın Stoch'u çıkarması da iyice ekmeğimize bal deresi sürdü. Fener yarısahasında istediğimiz gibi top çevirebilsek de bir türlü skoru bulamamamız ekran başındakileri çok gerse de takım hala sabırla pas yapıyordu. Aydın Yılmaz ve Baros da oyuna dahil olmuştu. Aykut bir de Alex'i çıkarınca fenerin hiç bir tehlikesi kalmamıştı. Bu sezon oynanan iki derbide de Aykut; rezalet kadro tercihleri ve oyuncu değişiklikleriyle bize çok yardımcı oldu. Kendisinin tam bir fiyasko olduğunu 2 Galatasaray maçında kanıtladı. Gol de Alex çıktıktan 5 dakika sonra Hakan Balta'nın ayağından geldi. Kalan 10 dakikalık sürede itirazlardan, düdüklerden pek top oynanmasa da yine hatrı sayılır pozisyonlara girdik. Yine tercih hatalarımızdan ve biraz da şanssızlıktan dolayı bunları gole çeviremedik. Hele bir son saniye pozisyonumuz var ki; senelerce akıllardan çıkmaz. Oraya hiç girmeyeceğim zira hala elim ayağım titriyo sinirden.
Şimdi maç hakkındaki detaylara gelelim;
- Galatasaray'da artık bir Aydın Yılmaz gerçeği var bunu herkes kabul etsin, öyle ya da böyle. Hele o son pozisyonda direkten dönen topu tamamlayabilseydi, şu anda bu yazıları üzerimdeki #7 Aydın Yılmaz formasıyla yazıyo olurdum.
- Maçta Yobo'nun dirseğinde Elmander'in kaşı açıldı, 4 dikiş atıldı. Tabi ki düdük, faul, kart vs. yok.
- Maçtan önce Florya'daki takım uğurlaması efsaneler arasına girer. Fatih Terim gözlerinin yaşardığını söyledi.
- Maçtan 5 gün önce Murat Özaydınlı twitterına, "Bayram'a 5gün kaldı :))" yazdı. Aynı adam maçtan sonra "öyle veya böyle oynadık ancak eğer bir takım 12 senedir bir rakibini yenemiyorsa ve beraberliği çılgınlar gibi kutluyorsa ne diyeyim ben buna" yazdı.
- Selçuk Şahin maçtan önceki gece twitterına "yatıyoruz, kalkıyoruz yarın bayramı kutluyoruz :)" yazdı.
- Engin Baytar çok koştu çok çalıştı ama maçın ağırlığından ötürü olsa gerek tercih hataları yaptı, beni üzdü.
- Milan Baros'un ayakkabısı bir numara küçük olsa ya da başka bişeyler olsa o pozisyon gol olabilirdi. Bazı şeyler olmayınca olmuyor.
- Playoff öncesi 9 puan fark iyidir. Daha da açılsın isterim ama.
- Selçuk İnan için söyleyecek söz bulamıyorum.
- Fatih Terim'in başında olduğu Galatasaray her maça kazanmak için çıkar, başka ihtimal düşünmez ve Cimbom Başı Dik Yürür!