15 Ocak 2012 Pazar

Galatasaray 5 - 1 KDÇ Karabükspor | Şampiyonluk Şarkısı Dillere Pelesenk

Maç öncesi; seri galibiyetlerin ve her maç 4er 5er rakiplerin geçilmesinin yaratacağı fazla özgüvenden korkuyordum. Zira bu saatten sonra bizim tek rakibimiz kendimiz olur. Her maç bir kaza beklerken içimin yağları eriyor. Bu maça başlarken de aynı tedirginliği yaşadım. Bunda hem diğer etkenler hem de soğuk hava ve Bülent Korkmaz'ın neo-catenaccio sistemli Karabük'ü etkiliydi. Nitekim maçın başında korktuğum da başıma geldi. Selçuk'un daha ilk dakika dolmadan verdiği hatalı pas kalemizde %100lük tehlike oluşturdu ama neyse ki Muslera bu tehlikeyi uzaklaştırdı. Sezon başından beri her pozisyon sonrasında 'ah şimdi Ufuk veya Aykut olsaydı yemiştik' diyorum. Evet hakikaten onlar olsa puanımız burlarda olmazdı çok net. Karabük'ün kaçırdığı pozisyonun hemen sonrasında top döndü geldi, altı pasın içinde Baros'un önüne düştü ve o da sadece dokununca maçın daha 2.dakikasında 1-0 öne geçtik.

Golden sonra top çevirme oyununun ayarlarını biraz karıştırdık ve oyun içinde afalladık. Forvetsiz Karabük tarafından 30.dakikaya kadar sahamıza hapsedildik desem yanlış olmaz sanırım. Bu dakikalarda klasik gol yeme sendromumuz gerçekleşmedi neyse ki. Hele 25.dakikada Shelton ve Cernat'ın kaçırdığı bir pozisyon var ki evlere şenlik. O baskı dakikalarını atlattıktan sonra imdadımıza bir kornerde Elmander yetişti. İlk yarı bu skorla 2-0 bitti.


İkinci yarının hemen başında Karabük'ün 10 kişi kalması ve 48de penaltıdan Melo'nun attığı gol maçı kopardı, götürdü. İşin kötüsü skor 3-0dayken rehavet içinde Mustafa Sarp'tan bir gol daha yedik. Açıkçası o dakikada bütün morallerim bozuldu. Ama bu golden üç dakika sonrasında Baros'un asistinde Elmander'in golü biraz acımı dindirdi. 4-1den sonra oyun rölantiye alındı. Sabri, Sercan ve Engin sonradan oyuna girdi. 87de müthiş paslarla ve en sonunda Baros'un asistinde Engin ceza sahası çizgisinde topla buluştu. Köşeye vurdu ve 5.golü attı. Baros 1 gol ve asist yazdırdı hanesine dediğim anda ise kasığında bir çekme oluştu ve 2 hafta takımdan ayrı kalacak. Bu uzun yolda böyle şeyler olabiliyor. Hele bizim takımda sık sık oluyor.

Bugün maçtan daha önemli şey tribünlerdi. Elektriksiz bir İstanbul'da metrolar çalışmazken ve bir yandan kar yağarken aklı başında bir insan Arena'ya ulaşma zahmetinde bulunmazdı. Ama 23 bin "deli!" stadı adeta yıktı; dillerden düşmeyen o şampiyonluk şarkılarını söyleyerek..

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails