Maçın üstünden onlarca saat geçmiş olmasına rağmen, bu maç hakkında bir kaç kelam etmeden olmaz. Efes maçından sonra, hatta CSKA maçından sonra beklemeye başladık bu maçı. Sezon başından beri her maç ama her maç o kadar çok oyunumuzun üstüne koyduk ki, bu maçtan da bir galibiyet beklememek imkansızdı. Hele ki bu takımın adı Galatasaray olunca ve bu takımın imkansız kelimesini unuttuğunu bilince beklenti doğal olarak çok yüksek oluyor. Haftalarca; sanki Leeds deplasmanını ya da 3-2lik Real Madrid maçının rövanşını bekler gibi bekledim bu maçı. Top8'e kalacağımıza o kadar çok inanmıştım ki, mağlubiyetin etkisini anca üstümden atabildim.
Böyle bir hayal kırıklığını, hevesin kursakta kaldığını en son 98-99 sezonunda Athletic Bilbao maçında yaşamıştım. O maçın son dakikalarında 'yanılmıyorsam' Burak Akdiş'in kaçırdığı pozisyon, senelerdir aklıma gelir gelir hüzünlenirim. Ayrıca yine o maçta golü F.Akyel'in yaptığı bir hatadan dolayı yemiştik. Çocuk yaşta F.Akyel ve Burak'ı, o hatalarını telafi etmeden affetmeyeceğime yemin ettiğimi hatırlıyorum. F.Akyel, 3-2'lik Real Madrid maçı ve Süper Kupa finalinde hatasını affettirmişti o zamanlar. Sonrası önemli değil, Burak ise umrumda olmaz. Bir daha o günlere geri dönemedik ama o gün kazandıklarımız, kaybettiklerimizden daha fazlaymış. O gün istersek başarabileceğimizi ve o güce sahip olduğumuzu gördük. Bir sezon sonrasında UEFA ve Süper kupayı almıştık zira.
Bu maçı, Olympiakos maçına benzetmemin sebebi ise seneye Euroleague'i alacağımızdan değil. Yıllarca uzaktan izlediğimiz, bu sene ise anca ön eleme ile A lisans almadan katılabildiğimiz Euroleague'e damga vurabilmemizdir. Galatasaraylı olunca hep daha fazlasını isteriz ya biz. Aslında sezon başında mucize olarak görebileceğimiz yere burun kıvırır oldum ben. Buraya kadar gelmişken burada kaybetmek çok koydu.
98 yılını anarken hep "ah Burak onu kaçırmıcaktın" derken, 2012 için ise "ah Gordon sakatlanmasaydı" diyeceğim. Hep aklımda, o maçı Gordon ile tamamlasaydık, Lakovic yalnız kalmasaydı, Spanoulis o kadar gününde olmasaydı, şans biraz yanımızda olsaydı kuruntuları kalacak.
Seneye Top8'e girene kadar bu burukluk kalacak bende. Çünkü bu oyuncular ve koç daha iyisini hak ediyor ve daha iyi yerlere gelme potansiyelleri var. Hepsine tek tek çok teşekkürler. 107 yıllık Galatasaray kulübüne ve taraftarına; Basketbol şubesini hatırlattıkları için, Avrupa'da Galatasaray'ın basketbol takımının da olduğunu da gösterdikleri için, Abdi İpekçi'yi bir Pana, Partizan ve Maccabi deplasmanlarından daha öne koydukları için, salonlarda ender rastlanan şovların yapılmasına imkan sağladıkları için çok çok teşekkürler. Her Galatasaraylının ve Galatasaraylı olmayanların akıllarına bu isimin ve bu takımın mücadeleyi son topa kadar bırakmayacağını zihinlere kazıdınız. Bu sezon ve bu kadro hiç unutulmayacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder