Federasyonun deplasman seyircisi yasağına rağmen Denizli'den çıktık yola derbiyi izlemek için. Çok da zor olmadı. Tek sorun maç içinde hiç bir tepki gösterememek oldu.
Maçtan önce konuştuğum Beşiktaşlılar takımlarında pek de ümitli değildi. Bu ilk yarı boyunca da devam etti. Hatta 1-0 önde olduklarında bile maçın 3-4 farklı biteceğini söylüyorlardı ki maçın havası da bunu gösteriyordu. Ama Beşiktaş öyle zamanlarda goller attı ki, bu durum da maçın havasını değiştirdi. Galatasaray ilk yarıda o kadar rahat top çevirdi ki öne geçirecek golü bulabilselerdi maç çok farklı boyutlara taşınabilirdi. Ama savunmanın geçen sene toplamında yaptığı hatalar bu maça sığdırılınca beraberlik kaçınılmaz oldu.
Bu skorda Fatih Terim'in payı da büyüktü bana göre. Melo-Ambrabat / Hamit-Aydın değişiklikleri orta sahayı tamamen Beşiktaş'a verdirtti. Bu değişikliklerden sonra Selçuk'un da verimini düşürdü. Aynı durum geçtiğimiz hafta Kasımpaşa maçında da vardı. Halbuki bu orta sahayla bile takım rahatlıkla golü bulabilirdi. Yine geçen hafta olduğu gibi şans ile beraberlik golü geldi. Fatih Terim'in bu anlayışından bir an önce vazgeçmesi gerekiyor.
Penaltı pozisyonuna gelince ; ilk başta ben de penaltı olduğunu düşünmüştüm. Hatta Burak düştüğünde irek hakemi izledim, hakem 3-4 saniye boyunca tepkisiz bekledi. Yardımcı hakemin uyarısı ile penaltı noktasına hareketlendi. Hakemin asıl şansızlığı pozisyonun ceza sahası dışında gerçekleşmiş olmasıydı bence. Yoksa o karambolde düdüğün çalması çok da zor değildi.
Beşiktaş'a gelecek olursak; Ne yazık ki bu kadro yapısı ile üst sıralarda tutunması oldukça zor. Maçı çevirecek oyuncu sayısı oldukça az. Maçtaki ilk şutu da 35. dakika da geldi neredeyse orta sahadan. Sadece Fernandes'in duran toplarına bel bağlamış durumdalar. 2. yarıdaki iyi oyunu da aldatmasın. Oyunu o duruma getiren Terim'in hamleleriydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder