2 Ekim 2009 Cuma

Galatasaray 1-1 Sturm Graz


Yoğunluk yüzünden uzak kaldık bu aralar ilgilenemiyoruz pek. Şampiyonlar Ligi maçlarını hatta Bayern-Juve maçını bile detaylı olarak inceleyemedik. Okul-ev-blog üçgenini düzgün kurunca düzene gireriz.

Her maçı kazanamazdık nihayetinde. Bir de bunlardan 2si arka arkaya gelince durum biraz daha vahimmiş gibi gözüktü. 30-35 dakika kendi kalesinin önünde bekleyen Es es ile berabere kalmamız normal karşılandı ama 85 dakika tek kale oynadığımız bir maçta 2puan kaybetmek açıkçası moralleri bozdu. Üstelik bu iki maç da Sami Yen'de oynandı. Klişeler iyi gider şimdi. Bu lig uzun bir maraton daha çok var. Zaten arada bir böyle sarsıntılar iyidir.

2 maçtır Rijkaard'ın sistem disiplinini izliyoruz. Skor, durum ne olursa olsun hiçbir şekilde sisteminden taviz vermiyor. Oyuncu psikolojisinden de çok iyi anlıyor. Kewell oyuna gireceği zaman herkes Elano'nun çıkmasını bekledi, - ki bence Elano bu maç iyi oynamadı- ama bizim kıvırcık Frank gitti Ayhan'ı çıkardı. Bu hareketi de Rijkaard'ın geldiğinden beri anlayamadığım ilk müdahalesi oldu. O ana kadar gayet iyi oynayan, basan, top dağıtan, koşan Ayhan bence sahanın en iyisiydi. En azından 6 haftalık yokluğundan sonra yapabileceğinin en iyisini yaptı.

Diğer bloggerların aksine hakemler hakkında konuşmak istiyorum. Boru değil 5 tane hakem var konuşayım artık. 5'iniz 1 hakem etmezsiniz ulan! Son zamanlarda izlediğim en kötü yönetimi sergiledi hakem 5lisi. Aleyhimize hatalar yaptı demiyorum yanlış olmasın, Graz'a karşı da yanlışları oldu. Hatta yanlış görmediysem attığımız gol ofsayttı.( offside cam lazım bi tane)


Tabi her ne kadar sistem üzerinde çok çalışılsa da, futbolda biraz da şans gerekli. Arda'nın nizami golünün verilmemesi, maçın kırılma anı oldu. İlk yarının son 2-3 dakikasında motivasyonunu kaybeden takım, o sırada boş bulundu! ve golü yedi. Sadece o golün verilmemesi yüzünden evet. Böyle kapanan takımlara karşı ilk golü atmak iyi olurdu rakibi açardı ama şans işte olmadı. Bir de o moral bozukluğuyla golü yedik. 2.yarı ise baskının artmasına rağmen golün gecikmesi, oyunu kaosa döndürdü. Kaos futbolu başlı başına bir olay zaten. Her ne kadar çok atak oynamış gözüksek de, son dakikalarda bir kontradan gol yiyip maçı mağlup bitirebilirdik. Ki geçen seneden biliriz son dakkada yenen gollerin acısını.

Rijkaard'ın; kaos futbolunda, kriz yönetimi çok muhteşem olmasa da başarılı denilebilir. 2 adet direkten dönen top, özellikle Baros'un kaçırdığı gol akıllara zarar. Onlardan biri gol olsa şimdi yine Rijkaard Rijkaard diyorduk. Şans işte..Yapacak bir şey yok..

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails