20 Ocak 2012 Cuma

ultrAslan 11 Yaşında


AC Milan için Fossa Dei Leoni neyse, Pana için Gate 13 neyse Gala için de ultrAslan odur. Bazı taraftar grupları gibi yan çizmeyen ve her zaman dik bir duruş sergileyen ultrAslan bugün 11. senesini doldurdu. Biz de buradan iyi ki doğdun ultrAslan diyoruz. Umarız bugüne kadar çok fazla sadık kalamadıkları  ULTRAS manifestosuna bundan sonra daha çok sahiplenirler...

15 Ocak 2012 Pazar

Ronaldinho Takımın Dengesini Bozar (!)

Dün maç sonunda Fatih Terim'in yaptığı Ronaldinho açıklamalarından sonra spor kamuoyunda yeni bir tartışma başladı. Ronaldinho takıma faydalı olur mu? Yaşlı mı? Parayı alır yatar mı? Bi Alex değil mi? bu gibi daha neler neler. En trendi ise "Ronaldinho takımdaki dengeleri bozar". Daha 5 ay öncesine kadar ortada henüz takım bile yokken, bu gözler senelerce bu forma altında Mustafa Sarp ve Barış Özbek'i izlemişken bu takımı ve bizim ruh halimizi anca Ronaldinho dengeler! Arka arkaya gelen galibiyetlerden sonra o kadar şımardık ki Ronaldinho'yu beğenmez olduk. Vay halimize.


Ne dersiniz hoş olmaz mı? :)

Galatasaray 5 - 1 KDÇ Karabükspor | Şampiyonluk Şarkısı Dillere Pelesenk

Maç öncesi; seri galibiyetlerin ve her maç 4er 5er rakiplerin geçilmesinin yaratacağı fazla özgüvenden korkuyordum. Zira bu saatten sonra bizim tek rakibimiz kendimiz olur. Her maç bir kaza beklerken içimin yağları eriyor. Bu maça başlarken de aynı tedirginliği yaşadım. Bunda hem diğer etkenler hem de soğuk hava ve Bülent Korkmaz'ın neo-catenaccio sistemli Karabük'ü etkiliydi. Nitekim maçın başında korktuğum da başıma geldi. Selçuk'un daha ilk dakika dolmadan verdiği hatalı pas kalemizde %100lük tehlike oluşturdu ama neyse ki Muslera bu tehlikeyi uzaklaştırdı. Sezon başından beri her pozisyon sonrasında 'ah şimdi Ufuk veya Aykut olsaydı yemiştik' diyorum. Evet hakikaten onlar olsa puanımız burlarda olmazdı çok net. Karabük'ün kaçırdığı pozisyonun hemen sonrasında top döndü geldi, altı pasın içinde Baros'un önüne düştü ve o da sadece dokununca maçın daha 2.dakikasında 1-0 öne geçtik.

Golden sonra top çevirme oyununun ayarlarını biraz karıştırdık ve oyun içinde afalladık. Forvetsiz Karabük tarafından 30.dakikaya kadar sahamıza hapsedildik desem yanlış olmaz sanırım. Bu dakikalarda klasik gol yeme sendromumuz gerçekleşmedi neyse ki. Hele 25.dakikada Shelton ve Cernat'ın kaçırdığı bir pozisyon var ki evlere şenlik. O baskı dakikalarını atlattıktan sonra imdadımıza bir kornerde Elmander yetişti. İlk yarı bu skorla 2-0 bitti.


İkinci yarının hemen başında Karabük'ün 10 kişi kalması ve 48de penaltıdan Melo'nun attığı gol maçı kopardı, götürdü. İşin kötüsü skor 3-0dayken rehavet içinde Mustafa Sarp'tan bir gol daha yedik. Açıkçası o dakikada bütün morallerim bozuldu. Ama bu golden üç dakika sonrasında Baros'un asistinde Elmander'in golü biraz acımı dindirdi. 4-1den sonra oyun rölantiye alındı. Sabri, Sercan ve Engin sonradan oyuna girdi. 87de müthiş paslarla ve en sonunda Baros'un asistinde Engin ceza sahası çizgisinde topla buluştu. Köşeye vurdu ve 5.golü attı. Baros 1 gol ve asist yazdırdı hanesine dediğim anda ise kasığında bir çekme oluştu ve 2 hafta takımdan ayrı kalacak. Bu uzun yolda böyle şeyler olabiliyor. Hele bizim takımda sık sık oluyor.

Bugün maçtan daha önemli şey tribünlerdi. Elektriksiz bir İstanbul'da metrolar çalışmazken ve bir yandan kar yağarken aklı başında bir insan Arena'ya ulaşma zahmetinde bulunmazdı. Ama 23 bin "deli!" stadı adeta yıktı; dillerden düşmeyen o şampiyonluk şarkılarını söyleyerek..

11 Ocak 2012 Çarşamba

Hayatın Tam Ortası | Ali Sami Yen


Hangimiz özlemiyoruz ki...!

10 Ocak 2012 Salı

Galatasaray 4 - 1 Adana DS | ZTK 3. Tur - Son 2 Sezonun Özeti


Skora bakınca Galatasaray rahat bir oyunla 4 -1 kazandı diyebilirler maçı izlememiş olanlar. Yani Adana Demirspor'un kaçırdığı 7-8 net pozisyonu görmemişlerdir. Ya da fotoğraftaki ikilinin yaptığı hataları...

Maçla ilgili çok fazla birşey yazmaya gerek yok. Sadece Engin'in ve Sercan'ın iyi oyunlarını ve Okan, Berk ve Mertan'ın yetenekli oyuncu olduklarını söyleyebilirim. Gerisi için zaten geçtiğimiz 2 sezonun özeti diyebiliriz...

Stat
Türk Telekom Arena
Hakemler
Mustafa İlker Coşkun xx, Muharrem Yılmaz xx, Neşet Merdin xx
Galatasaray
Ufuk Ceylan, Sabri Sarıoğlu, Gökhan Zan, Servet Çetin , Çağlar Birinci, Ceyhun Gülselam, Mertan Caner Öztürk, Engin Baytar(Dk. 70 Okan Derici), Ayhan Akman (Dk. 46 Aydın Yılmaz, Riera(Dk. 82 Berk Yıldız ), Sercan Yıldırım
Adana Demirspor
Şener Özcan, Tunay Acar, Hakan Vural Koçaslan(Dk. 64 Süleyman Varlık), Soner Ergençay, Burak Keskin, Uğurtan Çepni, Lütfi Tanıl Özer (Dk. 46 Halil Cihan Ünal), Burhan Coşkun (Dk. 46 Erçağ Evirgen), Emre Hasan Balcı, İlhan Aydoğdu, Reşit Sevindir
Goller
Dk. 16 Ayhan Akman, Dk. 37 Engin Baytar, 41 ve 67 Sercan Yıldırım (Galatasaray), Dk. 74 Erçağ Evingen (Adana Demirspor)
Sarı kartlar
Dk. 19 Lütfi Tanıl Özer, Dk. 32 İlhan Aydoğdu (Adana Demirspor), Dk. 32 Ayhan Akman (Galatasaray)

8 Ocak 2012 Pazar

Arouna Kone Kazım !


Herkes Dennis Rodman gibi olmuş dese de ben daha çok Arouna Kone'ye benzettim ve aynı şekilde sövdüm.

Adamın Hası | Sabri Sarıoğlu


Hadi rakiplerin dalga geçmesini anladım da kendisini Galatasaraylı sananların dalga geçmesi dayanılmaz boyutlara ulaşmaya başladı.
Bu adam bu saygısızlığı haketmiyor.

7 Ocak 2012 Cumartesi

Samsunspor 2 -4 Galatasaray | 19. Hafta - Geri Dönüş


İlk devre bittiğinde eminim çoğu kötü gün dostunun kafasında maçın döneceği düşüncesi vardı. Bunun inancını Fatih Terim Tüm Galatasaraylılara aşıladı diyebiliriz artık. Bu aslında sadece 2-0'dan dönen bir maç değildi. Bu maç 3 senelik enkazın kaldırılması yolunda kazanılmış önemli bir zaferdir.

Maça geçecek olursak; Fatih Terim iskeleti bozmamak adına  Eboue ve Kazım'ın yokluğunda hazır olmayan Sabri ve Engin ile başladı. Maçta herhangi bir hareket yokken orta sahada günün kötü ismi Melo'nun kaptırdığı top ve akabinde Sabri'nin kademeye giremeyişi Samsunspor'un golünü getirdi.  10 dakika sonrasında da yine Sabri'nin hatasında 2. gol geldi. İlk 45 dakikanın özeti Fatih Hoca'nın sağ çizgide Sabri-Engin formülünün tutmaması oldu. Zaten Hoca da maçtan sonraki basın toplantısında hatasını kabul etti ve 2. devre başında Ujfaluji'yi sağ beke, Riera'yı sola, Emre'yi sağ kanada alarak maçın dönmesinde de en önemli etken oldu. 2. Yarıda öyle ahım şahım bir oyun olmamasına rağmen takımın göstere göstere 4 gol atması sevindirici.

Maçtan Notlar;
- Galibiyet serisi 8 maça çıktı. Önümüzdeki hafta 9 olması da muhtemeldir.
- Fatih Terim devre arasında ne yaptıysa artık, maçtan sonra röportajlarda futbolculara "devre arasında ne oldu" sorusuna gülerek cevap vermeleri düşündürücü ve bir o kadar da güldürücü...
- Samsunspor bu oyun anlayışıyla ligde tutunamaz. Bakalım yeni transfer Gekas takıma nasıl katkı sağlayacak.
- Engin'in, Melo'nun ve Elmander'in toparlanması şart.
- Sercan'ın golü kendi adına çok önemliydi.
- Fildişi Sahili biran önce Afrika Kupası'ndan elenmeli.
- Rıdvan Dilmen'in merakı da geriye düşüp kazanılan bu maçtan sonra gitmiştir heralde.
- Selçuk İnan Xavi, Emre Çolak Okan Buruk, Semih Kaya da Stump gibi maşallah!
Ve son olarak ;

Vasıfsızlar...


Geldikleri günden bu yana Türk futbolunu kaosa sürükleyen, kendi başlarına karar vermekten aciz, dönemleri boyunca saçma sapan koydukları kararlarla geçen (deplasman seyircisi yasağı, Play-Off sistemi cart curt), LigTV'nin kölesi haline gelen bir topluluk...

Vasıfsızsınız...

Son olarak şike soruşturmasında karar yetkisini de PFDK'ya vermişler. Muhtemelen bu hafta boyunca kulüplerden buna karşı çıkan açıklamalar göreceğiz her hafta olduğu gibi. Ve yine PFDK'ya sevkler... Bu isimler ve kuruluşlar da Galatasaray SK, Sadri Şener, Trabzonspor, Bursaspor olacaktır. 

Gidin artık da tekrar rakiplerimizle dalga geçelim, onlar bizimle dalga geçsin, maçlara gitmek için gün sayalım, o heyecanı geri kazanalım. İşi hallettiniz bari sıvamayın, bırakın orada kalsın!

Tek Ronaldo !


Bizim kuşağın gördüğü ilk Ronaldo, maalesef tedavisi olmayan dang hummasu denilen ölümcül bir hastalığa yakalanmış. 
Aylarca süren sakatlık serüveninden sonra çıktığı ilk maçta aynı yerden tekrar sakatlanmasına üzülmeyen ya da 2002 WC yarı finalinde bize attığı golden sonra adam büyük golcü demeyen yoktur. Yani şimdiki gibi CR7 nin iticiliği yoktu bu adamda.
İşte o yüzden ;
R9 > CR7 


3 Ocak 2012 Salı

Galatasaray 4 - 1 İstanbul BŞB. | 18.Hafta - Seriye Devam



Yeni yıla galibiyetle başlamak ve seriye devam etmek güzel. Melo'nun eksikliğinde Engin Baytar ile başladı Fatih Terim. Bunun her ne kadar hücumda pozitif etki yaratacağı düşünülse de işler ilk yarıda pek de istenilen gibi gitmedi. Emre Çolak'ın harika füzesi İstanbul BŞB.'nin biraz daha yüklenmesine yol açtı. Ve orta sahayı ele geçirmekte zorlanmadılar. Çünkü ortada her topa deli gibi saldıran Melo yoktu. Belki de o boşluktan da golü rahatlıkla buldular. Golden sonra da oyun aynı şekilde devam etti. Kazım'ın formsuzluğu, Belediye'nin iyi presi Galatasaray'ı oyunu açmada zorladı. Kazım maalesef kaldığı yerden devam ediyor. Altarnetifinin olmaması da onu zorunlu kılıyor kılıyor sanki. Galatasaray oyun kurmakta zorlanırken Webo'nun atılması oyunda o dakikadan itibaren tüm dengeleri değiştirdi.

İkinci yarıda beklenildiği gibi Galatasaray'ın baskısıyla başladı. Emre Çolak'ın yine müthiş şutu ile gol erken geldi. O golle de takım ve seyircileri rahatlatı. Emre Çolak büyük ümit Aydın Yılmaz'ın aksine verilen şansı çok iyi değerlendiriyor ve müthiş bir özgüvenle oynuyor. Belki de Aydın'ın şansızlığı  Konya'da attığı son dakika golüydü. O golün kredisi de epeyce zamandan beri devam ediyor. Golden sonra takımın hırsı görülmeye değerdi. Açıkçası kendileri de zevk aldı seyirci de. Ah bir de o egoistlik olmasa...Baros'un ısrarı ve Selçuk'un zekice golü de farkı getirdi. Belirtmeden geçemeyeceğim; Selçuk bu maçta da 1 gol ve 2 asistle oynadı. Ayrıca bir serbest vuruşu da direkten döndü.



Yalnız dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Bu takım Rijkaard döneminde inanılmaz bir şekilde durarak oynuyordu. Yani top orta sahaya geldiğinde herkes elleri belinde maçı izliyordu. Şimdi ise top savunma veya orta sahadayken herkes kendini boşluğa atıyor. Hatta pası veren bile hemen kaçmaya başlıyor.  Diyeceksiniz ki o zaman BAM üçlüsü vardı. Ben o 3'lüden ziyade bunun Fatih Terim faktörü olduğunu düşünüyorum.

Sırada Samsun deplasmanı var. Ne zaman Samsun dense nedense aklıma 2001-2002 sezonunda Radu Niculescu'nun son dakikada attığı golle uzunca bir süredir devam eden deplasman galibiyeti hasretine son verdiğimizi hatırlıyorum. Ve o maçtan sonra da yakalanan seriyi...

2 Ocak 2012 Pazartesi

Paranın Esiri Olmuş Yeşil Sahalar


 Bir zevkimiz vardı; onu da elimizden almaya çalışıyorlar. 
Resim zaten herşeyi anlatıyor.
Sessiz kalma futbol izleyicisi...
Related Posts with Thumbnails