Dün yine klasik bir Galatasaray Beşiktaş maçı günü yaşandı. Sabahtan hiçbir stres gerginlik yok, maç içinde hareket çok.
Beşiktaş'ın 10 gün içinde 4. maçına çıkacak olması Galatasaray'ı fazlasıyla rahatlatmış. Bunu maç içinde çok net bir şekilde gözlemledik. Maçın başındaki baskıyla gelen Elmander'in müthiş golü, takımı iyice rahatlattı ve oyunu rölantiye alıp direksiyonu Beşiktaş'a teslim etti. İlk yarıda zamanlama hataları yapılmasa 2. ve 3. gollerin gelmesi de içten değildi. Garip bir şekilde oyun Beşiktaş'ın kontrolündeyken de Galatasaray rakibine 2-3 tane kontradan pozisyon verdi. Bu durum da Beşiktaş'ın oyun anlayışını gösteriyordu ve dirençli olacağını da.İlk yarı da normal şekilde Galatasaray'ın 1-0 'lık üstünlüğü ile bitti. Bu yarıda göze en çok batan isim şüphesiz ki sağ kanadı otoban gibi kullanan Eboue oldu. Beşiktaş adına da Queresma'nın maçı istediği belliydi. Hatta o kadar çok belli etti ki pas vermesi gereken yerlerden şut denedi ve takımını pozisyonlardan etti. Bu durum 2. yarıda da devam etti.
İkinci yarının başında Beşiktaş'ın golü bulması ve Galatasaray'ın buna hemen cevap vermesi sonucu Beşiktaş'ın oyundan düşmesini bekliyordum. Belli bir dakikaya kadar düştü. 3. golün gelmemesi bu dakikalarda Beşiktaş'ı kendine getirdi. Ve Q7 maçın başından beri yapmadığı ortayı Semih iyi değerlendirdi. Bu golden sonra da maç her iki tarafa da gitti geldi. Fatih Terim maçı çok istiyordu ve golün ardından 2 tane orta sahayı çıkartıp Baros'u ve Aydın'ı sahaya sürdü. Galatasaray Selçuk İnan ile kontrolü tekrar ele almıştı fakat Beşiktaş da kontralarla etkili oluyordu.
Almeida'nın kaçırdığı gol de maçın kırılma anı oldu. Dönen topun gol olması zaten kanser olmaya yatkın! Beşiktaşlılar için iyice acı verici, Galatasaraylılar için ise Hasan Kabze'yi hatırlama anı oldu.
Galatasaray'ın kazanma hırsı, gol sonrası sevinç "nasıl takım olunur?"un bir göstergesiydi. Herkesin bahsettiği tribünlerin takımla bütünleşmesi sonucu oluşan sinerji hem basketbolda hem futbolda oldukça etkili oluyor. Eminim ki basketboldaki başarılar futbolu, futboldaki başarılar da basketbolu tetikliyor.
Ayrıca koreogafiden bahsetmemek olmaz. Doğrusunu söylemek gerekirse oldukça merak uyandırılan şovu ilk gördüğümde biraz hayal kırıklığına uğradım. Ta ki İmparator ve askerleri sahneye çıkana kadar.
Yapanların ellerini sağlık.