27 Kasım 2011 Pazar

Galatasaray 2 - 1 Sivasspor | 12. Hafta

Ligin 12. haftasında Sivas maçına Melo'dan yoksun olarak çıktık. Fatih Terim, Yekta'nın da yokluğunda orta sahayı Ayhan veya Ceyhun ile güçlendirmektense forveti ikili yapmayı tercih etti. Elmander pivot santrafor, Baros ise yardımcısı gibi gezindiler rakip yarı sahada. Orta sahada Engin, Kazım ve Selçuk'un etkisiz futbolu inanılmazdı. Melo'nun eksikliği ve Selçuk'un markaj altında tamamen kilitlenmesi çok yordu bizi. Sivas'ın önde pres yapmasının da büyük etkisi vardı. Kazım'ın ruhsuz, isteksiz oyunu dilimdeki tüyleri bitirdi. Sezon başından beri anormal kötü, utanmasam onun yerine Aydın Leithe'nin oynamasını isteyeceğim. Riera'ya ise bu maç için ayrı parantez açmak gerekir. Bir Akdenizli olmasına rağmen adaptasyonu çok uzun sürdü. Çoğu zaman İspanyolluğundan şüphe ettim. Ama Kayseri deplasmanından beri yükselen bir form grafiği var. Zamanla iyileşiyor ama daha iyi olmak zorunda. Savunmada ise Eboue, Semih, Ujfalusi ve Balta ; Servet ve Gökhan'lı kombinasyonlardan daha çok güven veriyor. Her ne kadar bu maçta golü Semih'in hatasından yesek de, o da onun nazar boncuğu olsun.

Maça, maçtan çok kırmızı kart pozisyonları damga vurdu. Herkes Engin'in kırmızı gördüğünü hatırlar, gol attığı unutulur. İşte bu da futbolun adaleti. Engin ve Elmander çok çok gereksiz hareketlerle kırmızı kart görüp atıldılar ve büyük ihtimalle derbide olmayacaklar. Hücumda sıkıntı yaşadığımız ve Yekta'nın sakat olduğu bir dönemde bu yaptıkları hiç olmadı. Buna rağmen bu maçtan 3 puanla çıkmak güzel.

Yazmadan geçemeyeceğim. Maç içinde Baros'un kendini atarak penaltı beklemesi ve maçın sonlarında bizim ceza sahası içerisinde Ayhan'ın kendini yere atarak zaman kazanmasına sinir oldum. Üstelik Ayhan kendini o kadar kötü yere attı ki, kalktığında kendi bile gülüyordu. Bize yakışmayan hareketler bunlar.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails